Yemek Borusu Ülseri Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri
Yemek borusunda, reflünün tahrişine bağlı olarak ülserler gözlemlenebilir. Bu tip ülserler, yemek yerken şiddetli ağrı ve acılara sebep olur.
İçindekiler
Yemek Borusu Ülseri
Sindirim kanalı, ağızdan başlayarak anüse kadar inen bir kanaldır. Ağızda başlayan mekanik sindirim, yemek borusu yardımıyla mideye iner. Her doku gibi yemek borusunda da yaralar oluşabilmektedir. Bu yaralar, midenin asit ve pepsin salgısıyla kimusa dönüştürdüğü karışımı, yemek borusuna göndermesi ve özefagusta tahribat oluşturması ile ortaya çıkar.
Midedeki besinin, yemek borusuna hatta yutağa kadar çıkması olayına reflü denilmektedir. Reflü, midede yanma, ekşime, ağız kokusuna neden olan ve daha ciddi belirtileri olan bir rahatsızlıktır. Reflünün yemek borusuna zarar vermesi ise, yemek borusunda ciddi yaralara sebep olabilir.
Yemek borusunda çıkan ülserler, besinlerin mideye iniş sırasında ciddi ağrılara ve acılara sebep olabilir. Bu nedenle ağrılı ve rahatsız edici bir durumdur. Yemek borusu ülseri varlığını sürdürürken reflü eşlik ederse yaralarda büyüme ve kanamalara neden olabilir.
Özefagus Ülseri Belirtileri
Ülser, Latince’de yara anlamına gelen bir sözcüktür. Yemek borusu içinde çıkan bu yaralar, reflü hastalığının akabinde gelişir. Yaraların beslenme sırasında oluşturdukları ağrı ve acı, hastalar için iştah kesici olabilmektedir. Aynı zamanda reflü ile beraber ülserlerin boyutu ve derinliği artabilmektedir. Bu bilgiler ışığında belirtiler şöyle sıralanabilir:
- Yutma güçlüğü
- Midede yanma
- Midede ekşime
- Ağza ekşi-acı tat gelmesi
- Göğüste ve Sırtta ağrı
- Boğazda tıkanıklık hissi
- Ağrılı yutma
Özefagus ülserinin yutağa kadar çıktığı durumlar olabilir. Bu tür durumlarda hastada ağrılı yutma ve boğazda tıkanıklık hissiyle karşı karşıya kalabilir. Özefagusun anatomik yapısına bakıldığında, göğüs kafesi içerisinden geçerek mideye ulaşır. Bu anatomik pozisyondan dolayı ülserler göğüste ve sırtta ağrılara neden olabilir. İlerleyen ülseratif vakalarında kişilerin ataklar halinde gelen ağrılar nedeniyle kalp krizi düşüncesi yaşayabilir ve acile başvururlar.
Yemek borusunda meydana gelen ülserler, reflününde etkisiyle ağızda koku, özellikle sabahları ağızda kötü tat hissedebilirler. Yemek borusundaki yara kaynaklı olan bu kokunun fark edilmesinin hemen ardından doktora başvurulması ve ayrıntılı incelemesi yapılması gerekmektedir.
Yemek Borusu Ülseri Teşhisi
Hastaların belirtilerle başvurması halinde öncelikle hasta öyküsü dinlenir. Hasta öyküsünde bahsettiği ağız kokusu, midede yanma, ağza ekşi, acı tat gelmesi, göğüs ağrısı şikayetleriyle endoskopik inceleme yapılması gerekmektedir. Endoskopik incelemede hastanın yemek borusu duvarında kırmızı ve bazen kanayan bir doku görülmesi, Özefagus Ülseri tanısı koyulması için yeterlidir.
Ülserlerin ileri tahribat geçirdiği dönemlerde kanamalar görülebilmektedir. Hastaların boğazdan kan gelmesi, öğürdüğünde ya da kusmayla kan gelmesi belirtilerinde iç kanama yönünden de değerlendirilmesi gerekir. kusmayla kan gelmesi önemli bir belirtidir. Hastaların iç kanama yaşadıklarının göstergesi olabilir. Endoskopik incelemede görülen kanama odakları varsa anında müdahale edilebilmektedir.
Özefagus Ülseri Tedavisi
Reflü kaynaklı gelişen bu hastalık için reflü tedavisi uygulanması gerekir. Endoskopik muayenede yaradan alınan biyopside herhangi bir mikroorganizmaya rastlanılmış ise ona uygun antibiyotik tedavisi de verilmesi gerekebilir.
- Anti-asit İlaçlar: Mide içerisine besin alındıktan hemen sonra pepsin ve hidroklorik asit salgılaması başlar. Bu ansti-asit ilaçların özellikleri ise salgılanan asidin nötralize edilmesine yardımcı olacaktır. Böylece, mide muhteviyatının yemek borusuna kaçması halinde hasta eskiye oranda daha az acı duyar.
- Proton Pompası İnhibitörü – H2 Reseptör Antigonisti: Midede asit salgılanmasını baskılayıcı olan bu 2 tür ilaç, yemeklerden 1 saat önce içilmelidir. Aç karnına alındıktan sonra yaklaşık 12 saat kadar etkisi görülmeye devam eder. Doktor, reflünün şiddetine göre ilaçların dozunu ve miktarını ayarlar. Böylece mide muhteviyatı daha az asitle karışır ve yemek borusuna kaçması halinde daha az acı hissedecektir.
Ülser tedavisi, yemek borusunda ülser kalmayıncaya kadar devam etmelidir. Ülserler tekrarlayıcı hastalıklardır ve tedavi edilmediği taktirde sürekli hale gelebilirler. Hastaların son derece acı ve ağrı yaşadıkları bu hastalık, hastanın beslenmesini etkileyebilir.
Bitkisel Tedavi
İltihaplanmalara iyi geldiği bilinen zerdeçal, ülserin bitkisel tedavisinde de kullanılmıştır. Zerdeçalı toz haline getirilmiş ve bir miktar bal ile macun halinde tüketildiği zaman, özefagustan geçerken yara yüzeylerine iyi geldiği bilinmektedir.
Hastalıklara iyi gelen bitkisel tedaviler için, takibi yapan doktor ile mutlaka görüşülmelidir. Kullanılacak olan bitkisel çaylar ya da otlar, kullanılmakta olan tıbbi ilaçlarla etkileşime geçebilir, ilaçların etkinliğini azaltabildiği gibi arttırıp zehirlenmelere de yol açabilir.