Mide Fıtığı Ameliyatı, Riskleri ve Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci

Midede ortaya çıkan zorlanma ve baskı sonucunda yemek borusu ve diyaframa doğru kayış gerçekleştirmesi durumu olan mide fıtığı rahatsızlığında cerrahi müdahaleler ile midenin yerine taşınır.

Mide Fıtığı Ameliyatı

Mide fıtığı

Karın iç bölgesinde ortaya çıkan zorlanmaya başlı olarak, midenin yemek borusuna doğru kayış ile diyaframdan sarkma yapması durumu olan mide fıtığı rahatsızlığı, günümüz modern toplum yaşantısında herkeste görülebilen bir mide rahatsızlığıdır. Toplumda sık görülen bir rahatsızlık olsa da genel olarak 50 yaş ve üzeri yaşlardaki kişilerde daha sık görülebilen bir mide problemi olan mide fıtığı, genel olarak hastada bir belirtiye neden olmadığından tanılama işlemleri pek de kolay olmaz. Bazı vakalarda sıkça görülebilen bir diğer mide problemi olan reflü rahatsızlığının etkilerinin görülmesine neden olsa da teşhisleri sık şekilde yapılan farklı rahatsızlıklara ilişkin tetkikler sırasında söz konusu olur. Midede fıtık oluşumuna neden olan etkenler arasında özellikle de karın içerisinde ortaya çıkabilen basınç artışıyla birlikte buna eşlik edebilecek midede sık bulanma ve istifra etmede önemli etkenler arasında yer alır. Öksürme durumu da basıncın artışına neden olarak karın bölgesinde mide sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Hamilelik dönemi içerisinde de bu yüzden etkileri çok sık görülürken, fazla kilosu olan kişilerde mide fıtığı riskleri çok daha yüksek seviyelerdedir. Mide fıtığına ilişkin olarak gerekli olan tedavi uygulamaları gerçekleştirilmesi durumunda kesin çözüm sağlanabilen bir mide rahatsızlığı konumunda bulunur.

Mide fıtığında hasta öncelikli olarak ilaç tedavisine alınır. Uygulanan ilaç tedavileri sonucunda hastanın sorunlarından kurtulabilmesi tam olarak sağlanamaz ise ikincil aşama olarak uzman doktor tarafından mideye laparoskopik teknik ile mide fıtığı ameliyatı uygular. Böylelikle cerrahi müdahale sonucunda hastanın midesindeki fıtık oluşumunun tamamı ile tedavi edilebilmesi sağlanabilmektedir.

Laparoskopik Mide Fıtığı Ameliyatı

Laparoskopik

Günümüzde midede meydana gelen problemlere ilişkin olarak en sık uygulanan ameliyat tekniklerinden birisi olan laparoskopik ameliyat sayesinde hem daha kısa süreler içerisinde tamamlanabilecek hem de iyileşme süreci çok daha kısa olacak daha basit bir cerrahi müdahale tekniğinden faydalanılabiliyor. Laparoskopi tekniği günümüzde toplum genelinde kapalı ameliyat şeklinde de biliniyor. Kapalı ameliyat tekniğinde hastada büyük kesilerin açılması ve buna bağlı olarak karın bölgesinde oluşturulan ciddi tahribatın söz konusu olması gibi durumlar bulunmamaktadır. Çünkü laparoskopik teknik dahilinde hastanın öncelikli olarak genel anestezi ile uyutulması gerçekleştirilir. Daha sonra uç kısmında özel bir kamera bulunan laparoskopik cihaz ağız yoluyla yemek borusundan mideye kadar sokulur. Bu şekilde uzman doktorlar tarafından mideye ilişkin etkin bilgi alınabiliyor.

Daha sonra uzman doktor tarafından karın bölgesinde küçük kesiler açarak, bölgeye ulaşarak hem midedeki hem de mide çevresindeki kas dokularında meydana gelen sorunların onarımını en iyi şekilde yapar. Böylelikle hastanın özellikle gündelik yaşantısı açısından çok ciddi semptomlara yol açan bu rahatsızlıktan en kolay şekilde kurtulabilmesi sağlanır. Mide fıtığına kesin çözüm sağlayacak olan tedavi yöntemi olan cerrahi müdahalelerde hastaların durumuna göre açık ameliyat tekniği de tercih edilebilir. Ancak bu yöntemde hastanın karın bölgesinde büyük kesilerin açılması ve buna bağlı olarak hastanın iyileşme sürecinin çok daha uzun süreli ve çok daha zorlu olması söz konusu olur.

Laparoskopi ile mide fıtığı ameliyatı Gastroentroloji bölümü bulunan hastaneler tarafından gerçekleştirilir. Ancak gastroentroloji bölümü bulunmayan hastanelerde hastaların en iyi tedavi için Dahiliye bölümüne başvuru yapar.

Mide Fıtığı Ameliyatı Riskleri Nelerdir?

Günümüzde uygulanan her türlü cerrahi operasyon sonucunda ortaya çıkabilen riskler bulunur. Bu riskler doktorlar tarafından yapılabilecek hatalara bağlı olabildiği gibi olağan şekilde meydana gelebilen komplikasyonlar sonucunda da oluşabilir. Buna göre günümüzde mide fıtığı ameliyatı alanında en sık görülen riskler arasında;

  • Kalp yanığı,
  • Sık sık geğirme ihtiyacının oluşması,
  • Midenin yemek borusuna çok sıkı katlanması sonucunda yutkunma güçlüğü,
  • Rahatsız edici düzeyde gaz oluşumu,
  • Kanama ve enfeksiyon,

gibi riskler bulunur. Bu komplikasyonların görülmesi durumunda hastanın mutlaka en kısa süre içerisinde Ankara uzman doktorlara başvuru gerçekleştirmesi gerekir.

Mide fıtığında kesin çözüm sağlayacak olan laparoskopik teknikte hastaların genel anestezi ile uyutulması nedeni ile anestezinin olağan riskleri de mide fıtığı ameliyatı olanlar için söz konusu olur.

Mide Fıtığı Ameliyatı Ne Kadar Sürer?

Kapalı teknik ile uygulanan mide fıtığı ameliyatlarında genel olarak 60 dakikalık (1 saat) bir ameliyat süresi söz konusu oluyor. Ancak hastanın midesindeki fıtığın çok ileri seviyede olması durumunda ya da obezite gibi son derece sağlıksız kilo değerlerine sahip olması durumunda bu ameliyat süresinin bir miktar daha uzun olması söz konusu olabilir.

Mide Fıtığı Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci

Mide fıtığı ameliyatı olanlar mutlaka ameliyat sonrası iyileşme sürecinde çok daha hassas bir şekilde hareket etmeleri gerekir. Bu noktada da öncelikli olarak beslenme alışkanlıklarına önem vermesi ve bunların tamamen sağlıklı bir temele dayalı olması gerekir. Yoğun miktarda asit ve gazlı yapıya sahip olan içeceklerin tüketiminden, ameliyat sonrası hassas olan midede ciddi tahribatlara yol açılmaması açısından çok önemlidir. Ayrıca ameliyat olanlar mutlaka birkaç günlük periyotta uzman doktorunun da önereceği sıvı ağırlıklı besinleri tüketmeye dikkat etmelidir. Mide fıtığı ameliyatı sonrası fıtığın yeniden meydana gelebilmesine yol açabilecek hususlara ilişkin dikkatli olunması ve bu eylemlerden kaçınılması gerekmektedir. Ameliyat sonrası dönem içerisinde hastaların mutlaka;

  • Lif içeriği yüksek besinler tüketerek, sindirimi ve hazmı kolaylaştırması,
  • C vitamini başta olmak üzere vitamin ve mineral açısından zengin bitki ve meyveler tüketmesi,

gerekir. Bu noktada hastaların bu süreç içerisinde tüketebileceği besinler arasında ise;

  • Lahana,
  • Tavuk eti,
  • Havuç,
  • Ananas,
  • Portakal,
  • Dolmalık biber,
  • Balık,
  • Ceviz,
  • Çavdar ekmeği,
  • Esmer pirinç,
  • Ispanak,

gibi vitamin ve mineral açısından zengin, midede sindirimi destekleyecek niteliklerde olan besinlerin tüketilmesi gerekmektedir.



1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (2 votes, average: 2,50 out of 5)
Loading...

Yorum ekle