Midede ve Bağırsakta Oluşan Şişkinlik Nedenleri ve Çözümü
Tüketilen besinlerin mide salgıları ile etkileşime girmesi sonucunda mide içerisinde gaz oluşur. Bu gaz, midede şişkinlik yaratır ve rahatsızlık verir. Ağızdan gaz çıkmazsa bağırsağa ilerler.
İçindekiler
Mide ve Bağırsakta Oluşan Şişkinlik Sebepleri
Mide yapısı gerekiği tüketilen besinlerin sindirimi için hidroklorik asit ve pepsin salgılar. Mide protein sindiriminin başladığı ilk noktadır. Besinler ilk önce ağızda mekanik sindirim ile parçalanır ve midede bağırsak emiliminin kolay olması için kimus yani bulamaç haline getirilir. Bazı besinlerin parçalanması sonucunda gaz açığa çıkabilir ve bu midede birikir. Yemek sonrasında ağızdan çıkartılan gaz besinlerin sindirimi sonrasında ortaya çıkan gaz moleküllerinden kaynaklanır.
Mide içerisindeki gaz ağız yoluyla çıkartıldığında kişi kendini daha rahat hissedebilir. Fakat ağız yoluyla gaz çıkartamayan kişilerde şişkinlik şikayetleri devam eder. Besinlerle birlikte bağırsaklara gönderilen gaz moleküllerinin bir kısmı bağırsaklarda emilirken kalan kısımları ise makat yolundan dışkılama ya da olduğu gibi çıkabilmektedir. Bağırsaklara giden gazın miktarı fazla ise kişilerde aşırı şişkinlik, göbeğin öne doğru çıkması ve ağrı hissederler.
Mide kapasitesinin üzerinde beslenmek, gaz yapıcı yiyecekler tüketmek, şişkinlik ve hazımsızlıkla kendini gösteren mide rahatsızlığı nedeniyle şişkinlik oluşmaktadır. Yaşanan bu sorunun giderilmesinde yapılan yaygın yanlışlar olmaktadır. Bu yanlışların yapılması ise hastalarda mide ve bağırsak problemlerine, sindirim sistemindeki rahatsızlığın ilerlemesine neden olmaktadır.
Sindirim Sistemindeki Şişkinliğin Giderilmesi
Sindirim sisteminde oluşan şişkinliğin giderilmesi için hastaların beslenmelerinin düzenlenmeleri gerekmektedir. Beslenmesine dikkat eden, yasaklanan gıdaları tüketmeyen kişilerde şişkinlik problemi halen devam ederse tıbbi tedaviye başlamak ve daha ayrıntılı inceleme yapılması gerekebilir. Tüketilen besin ya da besinlere karşı alerjisi olan kişilerde, besinlere karşı toleransı olmayan kişilerde de aynı sorunla karşılaşılabilir. Öncelikle beslenmesi düzenlenen hastanın daha sonrasında aynı sorunları yaşaması sonucunda kan, gaita, ultrason, endoskopi ve kolonoskopi yapılması gerekebilir.
Besin Alerjisi ve İntolerans
Hastaların tükettikleri besinlere karşı alerjileri olabilmektedir. Yumurta, çilek, bal gibi gıdalar en çok görülen besin alerjileri grubunda yer almaktadır. Kişilerin bebeklik döneminden itibaren bu alerjiye sahip olabilecekleri gibi sonradan da alerji gelişebilir. Besin alerjisi olan bir kişinin o besini tükettiğinde karın bölgesinde döküntüler, kaşıntı, halsizlik, bulantı, kusma, şişkinlik, hazımsızlık gibi hafif belirtileri olabilecekken, dil ve dudakların şişmesi, solunum yollarının kapanması gibi ciddi ve hayati tehlikesi olan sorunlarda ortaya çıkabilmektedir. Vücutta alerji oluşturan besinlerin tespit edilebilmesi için deri alerji testlerinin yapılması gerekmektedir.
Tüketilen besinlerin vücutta sindirilememesinden kaynaklanan sorunlardan biri ise intoleranstır. Laktoz (süt şekeri), gluten (tahıl unlarının nişastasız hali) intoleransları en çok bilinenlerdir. Vücuda alınan bu maddelerin midede ve bağırsaklarda sindirilememesi sonucunda bazı belirtiler ortaya çıkan. Midede şişkinlik ve hazımsızlığa neden olan intoleranslar, tespit edilmesi kolay ve önlemi alınabilir durumlardır. Kişilerin tükettikleri besinlerde gerekli olan yapı taşlarını vücutlarında faydalı hale getirip işleyememesinden kaynaklı vücutta sindirim sistemi dışında da belirtiler görülebilir.
Şişkinlik Yaşayan Kişilerin Beslenme Düzeni
- Az ve sık beslenmek: Midenin uzun süre açlık yaşamaması ve aşırı doldurulmaması için belirlenen öğün vakitlerinde listeye uygun olarak beslenmek gerekir. 3 ana öğün ve 3 ara öğün olmak koşulu ile az ve sık beslenen kişilerin şişkinlik, mide yanması gibi problemleri de azalacaktır.
- Midede gaz yapıcı gıdaların tüketilmemesi: Midede gaz oluşumunu tetikleyen gıdaların listesi ayrıca hastaların ellerine verilecektir. Bunun yanı sıra hastalara asitli, gazlı, kafeinli içeceklerden uzak durması, sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıkları bırakması söylenir. Verilen listeye uygun olarak beslenen kişilerin problemleri halen devam etmesi üzerine tekrar doktora başvurup ayrıntılı testler yapılmalıdır.
- Bol su tüketmek: Yetişkin bir kişinin herhangi bir böbrek problemi yoksa günlük tüketilmesi gereken sıvı miktarı 8-10 bardak kadardır. Bu da günlük olarak 2-2.5 litreye tekabül eder. Su, midedeki besinlerin kimus haline daha kolay getirilebilmesini sağlamaktadır. Ayrıca dolaşımın hızlanmasına da yardımcı olan su, içerisine atılacak olan bir parça limon, nane ya da tarçın ile hem tatlandırılır hem de midenin rahatlaması sağlanabilir.
- Yemeklerden hemen sonra yatılmaması ve egzersiz yapılmaması: Mide dolduktan sonra yatmak, uzanmak mide içerisindeki besinlerin yemek borusuna gitmesine ve bu da reflüye neden olur. Yemek borusunda asidin yakıcılığı nedeniyle yanma olur ve kişiler rahatsızlık hisseder. Yemeğin hemen sonrasında şişkinliğin geçmesi için yapılan diğer bir yanlış ise egzersiz yapmaktır. Egzersiz ile midesi dolu olan kişilerin karın içi basıncı artacağı için yine reflüye neden olabilir ya da akciğere yaptığı baskı nedeniyle nefes darlığı yaşayabilir.
Tüm bu düzenlemelere rağmen hastalar aynı şikayetten muzdarip ise mutlaka bir ileri tetkik yapılması gerekir. Saptanan soruna göre beslenmesi yeniden düzenlenmelidir.